Havza Genelgesi, 28-29 Mayıs 1919 tarihlerinde Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkmasından sonra yayımladığı ilk resmi tepki olarak tarihte büyük bir öneme sahiptir. Atatürk, bu genelgeyle halkın işgallere tepki göstermesi ve milli bilincin uyandırılması amacıyla önemli adımlar atmıştır.

Ülkenin askeri ve mülki amirlerine hazırladığı genelgeyi telgrafla ileten Atatürk, bu genelgenin yayımlanmasıyla yurdun değişik yerlerinde mitingler düzenlenmesini ve ülkenin dört bir yanında işgale karşı halkın direnme bilincinin yerleştirilmesini sağlamıştır.

Havza Genelgesi'ni önemli kılan etkenlerden biri, milli mücadele döneminde yayımlanan ilk ulusal genelge olmasıdır. Ayrıca, genelgeden sonra Mustafa Kemal'in 8 Haziran 1919'da İstanbul Hükümeti Harbiye Nezareti tarafından geri çağrılmasına rağmen emre uymayıp Amasya'ya geçmesi de bu genelgeyi önemli kılan eylemler arasındadır.

Havza Genelgesi'nin bir diğer önemli etkisi de Kurtuluş Savaşı'nın ilk sinyalini veriyor olmasıdır. Atatürk'ün Samsun'a çıktıktan sonra İzmir'in işgal edilmesine özellikle İstanbul yönetiminin sessiz kalması, halkın yapılan işgaller karşısında bastırılarak sessizliğe itilmesi, Atatürk'ü bu başkaldırıya mecbur kılmıştır.

Milli mücadelenin tam iradeyle halkın damarlarında işlemesini amaçlayan ve bunu direnişlerde yöntem olarak belirleyen Atatürk, amacına ulaşmıştır. Başarısını gören, halkı isyana teşvik ettiğini düşünen ve İngilizlerin baskısıyla İstanbul Yönetimi'nin Atatürk'ü görevden alma çabaları başarısız olmuştur.

Ülkede milli mücadele iradesini canlandırmayı amaçlayan ve başaran Atatürk'ün yayımladığı bu genelgeye diğer ülkelerden de gelen tepkiler olmuştur. Yine de Atatürk, mevcut yönetim birimlerini (askeri ve milli örgütler) dağıtmayacak, komuta bırakılmayacak ve başkalarına teslim edilmeyecektir.