Boğazlar Sorunu ve Yapılan Antlaşmalar
20 Temmuz 2024

Boğazlar Sorunu ve Yapılan Antlaşmalar

Boğazlar Sorunu

Boğazlar Sorunu, İtilaf Devletleri tarafından ortaya atılmış, Çanakkale ve İstanbul Boğazları'nın stratejik öneminden faydalanabilmek adına Osmanlı üzerinde kurgulanan planlardan bir tanesi olarak tarihteki yerini almıştır.

Boğazlar Sorunu sadece Osmanlı Devleti'ni değil, diğer büyük Avrupa devletlerini de etkilemiş olan bir durumdur. Bu sorun, bu devletler arasında kimi zaman büyük çekişmeler çıkmasına da neden olmuştur. Boğazlar Sorunu Kurtuluş Savaşı döneminde ortaya çıkmış bir durum değildir. Bu sorunun kökleri 18. yüzyıla kadar dayanmaktadır.

18. Yüzyılda Boğazlar Sorunu

Rusya'nın 18. yüzyıldaki hükümdarı olan Büyük Petro, o dönemde Karadeniz'e ve Boğazlara hâkim olarak sıcak denizlere inme fikriyle dikkat çekmiştir. Çariçe 2. Katerina zamanında da devam eden bu politika doğrultusunda Küçük Kaynarca Antlaşması sonrasında Rusya, bu amacını gerçekleştirebilmek adına eline bir fırsat geçirmiştir. Aslında bu durumdan daha önceki bir dönemde, yani 1774 yılında da yine Rus gemileri İstanbul Boğazı'nı kuşatma girişiminde bulunmuştur. Ancak bu kuşatma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

18. yüzyılda Boğazlara hâkim olmak isteyen sadece Rusya olmamıştır. 1798 yılında o dönemde yaptığı fetih hareketleriyle ön plana çıkan Napolyon, gözünü İstanbul'a dikmiştir. Boğazlar Sorunu'nun 18. yüzyıldaki bu ayağında başta Rusya olmak üzere tüm büyük Avrupa devletleri, Napolyon'a karşı çıkarak Rusya ile Osmanlı Devleti arasında karşılıklı yardımlaşma antlaşması imzalamışlardır. Ancak Fransa, Osmanlı üzerine baskıda bulunarak bu antlaşmanın iptal edilmesini sağlamıştır.

19. Yüzyılda Boğazlar Sorunu

Osmanlı Devleti'nin zayıflamaya başladığı dönemlerde Boğazlar Sorunu daha da çok gündeme gelmeye başlamıştır. 1833 yılındaki Mısır Sorunu ile Rusya emellerine bir adım daha yaklaşmak adına girişimlerde bulunmuştur. Mısır Sorunu'nda Osmanlı Devleti'ne yardım eden Rusya, karşılığında Hünkar İskelesi Antlaşması ile boğazlar üzerinde bazı konularda söz hakkı elde etmiştir. Hünkar İskelesi Antlaşması Boğazlar Sorunu ile yeni bir meseleyi, Şark Meselesi'ni de ortaya çıkarmıştır.

Bu dönemde daha etkin olmak isteyen İngiltere, Hünkar İskelesi Antlaşması'nın yerine başka bir antlaşma yapılması için girişimlerde bulunmuştur. Bu sırada Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'nın yeniden ayaklanma çıkarması üzerine bu durumu fırsat bilen İngiltere, Osmanlı Devleti'ne yardım ederek 1840 yılında Londra Antlaşması'nın imzalanmasını sağlamıştır. İstanbul'un fethinden bu yana Osmanlı Devleti'nin kontrolünde olan boğazlar için bu antlaşma bir dönüm noktası olmuştur. 1841 yılında Fransa'nın da bu antlaşmaya katılmasıyla birlikte antlaşma "Boğazlar Sözleşmesi" olarak adlandırılmıştır. Bu sözleşme ile Osmanlı Devleti boğazlar üzerindeki tek hakimiyet ve söz hakkını bir anlamda kaybetmiştir. Bu sözleşmeye göre;

  • Boğazlar Osmanlı Devleti'nde kalmıştır.
  • Ancak savaş zamanında boğazlar bütün devletlerin savaş gemilerine kapalı tutulacaktır. Ancak ticaret gemilerine açık olacaktır.

Boğazlar Sorunu farklı bir boyut kazanmıştır. Özellikle de Avrupa'nın büyük devletlerinin boğazlar üzerinde söz sahibi olmasıyla birlikte artık devletler arasındaki çekişmeler de artmıştır. 1853 yılındaki Rusya'nın Eflak ve Boğdan'ı işgali de bunlardan bir tanesidir. Rusya'nın Eflak ve Boğdan'ı işgalinden sonra tedirgin olan Avrupa devletleri kendilerini korumak ve Rusya'yı korkutmak için boğazlardan geçirerek Karadeniz'e savaş gemileri göndermişlerdir. Ancak Rusya bu gemilerle Boğazlar Sözleşmesi'nin ihlal edildiğini öne sürerek Kırım Savaşı için girişimlerde bulunmuştur. Bu savaş sadece o zaman için değil, ilerleyen zamanlar için de bir dönüm noktası olmuştur. Avrupa devletlerinin birbirlerine olan güvenin bitmesine neden olan bu olay, 1. Dünya Savaşı'nın da temellerinin atılmasına neden olmuştur.

1. Dünya Savaşı Döneminde Boğazlar Sorunu

Boğazlar Sorunu'nun önemi 1. Dünya Savaşı ile daha çok ön plana çıkmıştır. 1. Dünya Savaşı ile Rusya'ya yardım bahanesiyle boğazlardan geçmek isteyen İngiltere, jeopolitik öneminin farkında olduğu Çanakkale Boğazı'na bir çıkarma yapmıştır. Ancak İngiltere'nin bu girişimi, Türk askerinin başarılı savunması ile hüsranla sonuçlanmıştır. İtilaf Devletlerinden de yardım alarak tekrar taarruza geçen İngiltere, savaşın kilit noktası olan Boğazların öneminin farkında olarak tekrar harekete geçmiştir. Ancak bu girişimler de başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

1. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte Osmanlı Devleti Çanakkale Boğazı'nda başarılı olsa da, Almanya'nın yenilmesiyle birlikte Osmanlı Devleti de yenik sayılmıştır. Bu yenilgi sonrası Osmanlı Devleti ile Sevr Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmada Boğazlar ile ilgili de maddeler bulunmaktadır.

  • Çanakkale ve İstanbul Boğazı tüm devletlerin gemilerine açık olacaktır.
  • Gemilerin kontrolü için Boğazların yönetimi tüm kontrol boğazlar komisyonuna bırakılmıştır.
  • Boğazlar komisyonunun başkanı iki yılda bir değişecektir. Ancak Türkiye başkan olamayacaktır.
  • Fransa, İngiltere ve İtalya boğazlarda asker bulundurabilecektir.

Kurtuluş Savaşı ve Lozan Antlaşması

Boğazlar Sorunu İtilaf Devletlerinin lehine Boğazlar komisyonuyla birlikte olumlu şekilde sonuçlanmıştır. Özellikle de İstanbul'un İngiltere tarafından işgal edilmesiyle birlikte bu sorun başka bir boyut kazanmıştır. Bu olayla birlikte Anadolu'da büyük gelişmeler yaşanmıştır. İstanbul'un işgaliyle birlikte Anadolu'da da Kurtuluş Savaşı'nın ilk adımları atılmaya başlanmıştır. Bu çalışmalarla birlikte yayımlanan Misak-ı Milli ile de Boğazlar Sorunu Türkiye adına yeni bir boyut kazanmıştır.

Bu konuda çalışmalarını sürdüren Yeni Türk Devleti, Osmanlı Devleti tarafından imzalandığı halde hiç uygulanamayan Sevr Antlaşması'nın yerine Lozan Antlaşması'nın imzalanmasını sağlamışlardır. Bu antlaşma ile Yeni Türk Devleti Boğazlar üzerinde söz sahibi olabilmek kendini göstermiştir. Londra Antlaşması'na dahil edilen, Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile birlikte;

  • Barış zamanında Boğazlardan ticaret gemilerinin ve uçaklarının geçmesi serbest bırakılmıştır.
  • Savaş gemilerinin ve uçaklarının barış zamanında geçmesi için sınırlama getirilmiştir. (Karadeniz yönünde)
  • Savaş zamanında eğer Türkiye savaşta değilse tarafsızlık hakkını kullanarak geçişleri engelleyemez. Eğer Türkiye savaşta ise tarafsız devletlerin ticaret gemilerinin geçmesine izin vermesi gerekmektedir. Ancak bu gemiler savaş yardımı için malzeme götürüyorlarsa Türkiye geçişi engelleme hakkını kullanabilir.
  • Boğazların bir bölümü askerden arındırılmıştır.
  • Boğazlar başkanı Türk olan bir komisyon tarafından denetlenecektir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi

Boğazlar Sorunu'nu bu antlaşma ile lehine çeviren Türkiye, Misak-ı Milli'yi kesin olarak uygulayabilmek adına Boğazlar üzerinde tam hakimiyet kurmak için çalışmalarını yürütmüştür. Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile de bunu bir adım daha ileriye taşımıştır. Bu sözleşme ile Türkiye kendi güvenliği açısından büyük bir avantaja sahip olmuştur. Bu sayede Türkiye uluslararası alanda da kendisini gösterme fırsatı elde etmiştir.

Günümüzde Boğazlar Sorunu

Boğazlar Sorunu konusunda günümüze gelindiğinde artık daha farklı çalışmalar yürütülmektedir. Bugün Boğazların tam hakimiyeti Türkiye'nin elinde bulunsa da bazı konularda Türkiye kısıtlamalara maruz kalmış durumdadır. Özellikle de yeni yapılan araştırmalar nedeniyle büyük devletlerin yeni Basra Körfezi olarak adlandırılan Hazar Denizi Havzası'nı kontrol altına almaya çalışmakta olduğu gözlemlenmektedir. Bu nedenle Boğazlar Sorunu günümüzde daha ileri bir konu haline gelmiştir.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

İlk soruyu siz sormak istermisiniz?

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

İtilaf Devletleri Hangileridir?

İtilaf Devletleri Hangileridir?

31 Mart Olayı ve Sonuçları

31 Mart Olayı ve Sonuçları

Popüler İçerikler

Kanal Cephesi

Kanal Cephesi

Haber Bülteni

Popüler İçerik

1921 Anayasası Kabulü ve Uygulanışı

1921 Anayasası Kabulü ve Uygulanışı

2. Balkan Savaşı Sonuçları

2. Balkan Savaşı Sonuçları

Zafer Bayramının Özellikleri

Zafer Bayramının Özellikleri

Son Osmanlı Mebusan Meclisi

Son Osmanlı Mebusan Meclisi

Erzurum Kongresi Kararları

Erzurum Kongresi Kararları

Güncel

Kurtuluş Savaşı

Kurtuluş Savaşı

Güncel

1. Dünya Savaşı Cepheleri ve Sonuçları

1. Dünya Savaşı Cepheleri ve Sonuçları

Güncel

Romanya Cephesi

Romanya Cephesi

Mudanya Ateşkes Antlaşması

Mudanya Ateşkes Antlaşması

Misaki Milli Nedir?

Misaki Milli Nedir?

Maarif Kongresi 15-21 Temmuz 1921

Maarif Kongresi 15-21 Temmuz 1921

Havza Genelgesi Maddeleri

Havza Genelgesi Maddeleri

Tbmm Açılması Tarihi ve Önemi

Tbmm Açılması Tarihi ve Önemi

Atatürkün Samsuna Çıkışı

Atatürkün Samsuna Çıkışı

İttihat ve Terakki Cemiyeti ve Tarihi

İttihat ve Terakki Cemiyeti ve Tarihi

İzmir'in İşgali

İzmir'in İşgali

Çanakkale Cephesi

Çanakkale Cephesi

Amiral Bristol Raporu Önemi ve Maddeleri

Amiral Bristol Raporu Önemi ve Maddeleri

Balkan Savaşları Balkan Savaşı ve Sonuçları

Balkan Savaşları Balkan Savaşı ve Sonuçları

Londra Antlaşması Maddeleri ve Sonuçları

Londra Antlaşması Maddeleri ve Sonuçları

Şeyh Sait İsyanı Gerekçeleri ve Sonuçları

Şeyh Sait İsyanı Gerekçeleri ve Sonuçları

Tekalifi Milliye Emirleri - 7-8 Ağustos 1921

Tekalifi Milliye Emirleri - 7-8 Ağustos 1921

Londra Konferansı

Londra Konferansı

Paris Barış Konferansı ve Maddeleri

Paris Barış Konferansı ve Maddeleri

Alaşehir Kongresi Kararları

Alaşehir Kongresi Kararları

2. İnönü Savaşının Sonuçları

2. İnönü Savaşının Sonuçları

Ankara Antlaşması Maddeleri ve Sonuçları

Ankara Antlaşması Maddeleri ve Sonuçları

Lozan Barış Antlaşması ve Maddeleri

Lozan Barış Antlaşması ve Maddeleri

Batı Cephesi Sonuçları

Batı Cephesi Sonuçları

Reval Görüşmeleri ve Sonuçları

Reval Görüşmeleri ve Sonuçları

Amasya Görüşmeleri Sonuçları ve Maddeleri

Amasya Görüşmeleri Sonuçları ve Maddeleri

1.İnönü Savaşı Sonuçları

1.İnönü Savaşı Sonuçları