İzmir'in İşgali

İzmir'in işgali, 1919 yılında Yunanistan tarafından gerçekleştirilen bir saldırıdır. Bu olay, Türk halkının milli mücadelesini tetikleyen önemli bir dönüm noktası olmuştur. İşgalin getirdiği acılar ve baskılar, bağımsızlık mücadelesini güçlendirmiştir.
İzmir'in İşgali
12 Eylül 2024

İzmir'in İşgali


İzmir'in işgali düşüncesi, 1919 yılının Şubat ortalarında Yunanistan Başbakanı Venizelos'un önerisiyle, İngiltere Başbakanı Lloyd George tarafından ortaya atıldı. İzmir'in işgali, I. Dünya Savaşı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla kesinleşti. ABD Başkanı Wilson bu öneriye başlangıçta kesinlikle karşı çıktı, ancak 25 Mart olaylarında daha esnek bir tavır benimsedi. 7 Mayıs'ta İngiltere, ABD ve Fransa, Yunan donanmasının İzmir'e gönderilmesinde mutabık kaldılar.

İşgalin Başlangıcı


İzmir'in işgali kansız başladı. İzmir'in işgalini bir gün önceden bildiğinden, Osmanlı Ordusu'na karşılık vermemesi emredildi. Böylece İzmir'deki Osmanlı Ordusu hareketsiz kaldı ve Yunanlılara teslim oldu.

İşgal günü, Yunan ordusunun en seçkin birlikleri olan evzon askerleri şehirde zafer turu attılar. Bu zafer turu sırasında Türk subayları sahil şeridine dizdiler. Aziz Nesin, bu olayı daha sonra araştırmalarına dayanarak kitabında anlattı: Bir Türk subayı, evzon askerinin "Zito Venizelos" diye bağırmasını istediği halde yapmadığı için öldürüldü. Evzon askerleri şehri her gezdiklerinde ve subaya geri döndüklerinde bir kez süngüleniyordu. Bu Türk subayı 22 kez süngülendi ve şehit oldu. Yunanlılar daha ilk günde birçok Türk asker ve vatandaşını öldürdü. Böylece işgal daha ilk günde 400 kişiye mal oldu. İşgal başladığı sıralarda, bu görüntüye daha fazla tahammül edemeyen gazeteci Hasan Tahsin, silahını çekip ateşleyerek en öndeki Yunan bayraktarını başından vurmuştur. Bu hareket, Kurtuluş Savaşı'nı başlatan ilk kurşun olarak kabul edilir.

Türk Halkının Tepkisi ve Milli Mücadele


İzmir'in işgali ile Türk halkında var olan fakat yetersiz komutanlar yüzünden kullanılamayan mücadele yeteneği tekrar uyandı ve İzmir'deki bir kısım asker istifa ederek Milli Mücadele'ye katıldı. Aynı zamanda İzmir'de kalan Türkler de işgalin getirdiği huzursuzluğa dayanamadı ve Anadolu'ya göç etti. Kalmakta ısrar eden Türk ailelerse Yunan askerinin tavırlarına ve yaptıkları eziyetlere daha fazla dayanamayarak Anadolu'daki milli mücadeleye destek vermek amacıyla göç ettiler.

Türk asker ve subayları dipçiklenerek, süngülenerek öldürülüyor, üzerlerindeki kıymetli eşyalar zorla alınıyordu. İşgale karşı boyun eğmiş bulunan Ali Nadir Paşa yerde sürüklenerek tekmeleniyordu. Türk subayları "Zito Venizelos" diye bağırmaya zorlanıyor, ağır hakaretlere uğruyorlardı. Bağırmayı reddedenler ise süngüleniyordu. Reddedenlerden Albay Fethi Bey de süngülenerek şehit edildi. Şehrin diğer yerlerinde de olaylar, yağma, öldürme ve tecavüz olayları başladı. Türklere ait evler ve işyerleri Rumlar tarafından yağmalanıyor, canını, malını, namusunu korumak isteyen Türkler öldürülüyordu. Bütün bu olaylar "uygar ulusların temsilcilerinin" gözleri önünde, "uygar devletlerin" izniyle yapılıyordu.

Lord Curzon'un 18 Nisan 1919 tarihli bildirisinde "Selanik kapılarının 5 mil dışında asayişi sağlayamayan Yunanistan'ın Aydın Vilayeti'nde (İzmir o tarihte Aydın Vilayeti içinde idi) barış ve güvenlik sağlamakla görevlendirilmesini" uygun görmediğini açıkladığı Yunanlılar, ilk gün 400 Türk öldürmüşlerdi. Çevre köy ve kazalardaki olaylarla bir iki gün içinde 5.000 kadar Türk öldürüldü.

İzmir'in Genişleyen İşgali

İzmir kenti ile Ayvalık, iki kent arasındaki sahil şeridi, Çeşme yarımadası ve Belkahve'ye kadar İzmir'in hinterlandı da işgal edilmiştir. 23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasından sonra Yunan ordusu İzmir'den harekete geçerek, Sevr Antlaşması ile İtalyan bölgesi olarak kabul edilen Manisa, Uşak, Denizli, Balıkesir, Bursa şehirlerini de işgal etmiştir. Bu sebeple Yunanistan ile arasında ihtilaf çıkan İtalya ise bu işgalden sonra Kurtuluş Savaşı müddetince Ankara hükümetini desteklemiş ve askeri yardım da yapmıştır.

Sonuç

İzmir'in işgali, Türk halkının milli mücadeleye yönelmesinde önemli bir rol oynamıştır. İzmir'de yaşanan trajediler ve işgalin getirdiği baskılar, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini daha da güçlendirmiştir. Bu süreç, Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatan kıvılcım olarak tarihe geçmiştir.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap
şifre
Sizden Gelen Sorular / Yorumlar
soru
Seçkiner 11 Eylül 2024 Çarşamba

İzmir'in işgali sırasında evzon askerlerinin Türk subaylarına uyguladığı zulüm ve baskılar, o dönemde Türk halkının milli mücadeleye yönelmesinde büyük bir etken oldu. Bu askerlerin davranışları, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini tetikleyen olayların temellerini attı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap
Admin

Milli Mücadelede Dönüm Noktası
Seçkiner, İzmir'in işgali sırasında evzon askerlerinin Türk subaylarına uyguladığı zulüm ve baskılar, gerçekten de Türk halkının milli mücadeleye yönelmesinde önemli bir etken olmuştur. Bu tür sert davranışlar, halkın duygularını derinden etkilemiş ve bağımsızlık arayışını tetiklemiştir.

Toplumsal Tepki ve Bilinçlenme
Evzon askerlerinin zulmü, halk arasında büyük bir öfke ve direniş hissi uyandırarak, milli bilinçlenmeyi artırmıştır. İşgal altındaki bir toplumun yaşadığı haksızlıklar ve zulümler, insanlar üzerinde bir araya gelme ve ortak bir hedef etrafında birleşme isteği oluşturmuştur.

Özgürlük Arayışı
Bu durum, yalnızca askeri bir tepki değil, aynı zamanda toplumsal bir bilinçlenmenin de başlangıcı olmuştur. Türk halkı, yaşanan zulümlere karşı durarak, bağımsızlık mücadelesini bir zorunluluk olarak görmeye başlamıştır. Bu bağlamda, evzon askerlerinin davranışları, milli mücadelenin ateşini yakmış ve halkın bağımsızlık arayışını güçlendirmiştir.

Sonuç olarak, bu tür olaylar, bir toplumun kaderini belirlemede kritik bir rol oynamaktadır ve İzmir'in işgali de bu bağlamda değerlendirildiğinde, Türk milletinin ulusal mücadelesinin önemli bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkmaktadır.

soru
Ecegül 04 Ağustos 2024 Pazar

Yunan askerleri İzmir’i işgal ettiğinde, sahilde sıra halinde dizili olan Türk subayları ve askerlerine karşılık vermemeleri emredildiği için hareketsiz mi kaldılar? Bu sırada evzon askerleri neden Zito Venizelos diye bağırmayan subayları süngüleyerek şehit etti? Bu trajik olayların yaşandığı günde, gazeteci Hasan Tahsin’in Yunan bayraktarını vurması halkın tepkisini nasıl etkiledi?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap
Admin

Ecegül, bu olayların tarihi ve sosyal bağlamı oldukça derin ve karmaşık.

Türk Subaylarının Hareketsiz Kalması
Yunan askerleri İzmir'i işgal ettiğinde, Türk subayları ve askerlerine karşılık vermemeleri emredildiği için hareketsiz kaldılar. Bu durum, askerlerin moral ve disiplin açısından ciddi bir zorluk yaşamasına neden oldu. Üst kademe tarafından verilen bu emir, o dönemdeki stratejik düşüncelerin bir parçasıydı, ancak askerlerin içinde bulunduğu ruh hali ve vatanseverlik duyguları da göz ardı edilemez.

Evzon Askerlerinin Davranışı
Evzon askerleri, Zito Venizelos diye bağırmayan subayları süngüleyerek şehit etme eylemi, işgal sırasında yaşanan gerginliğin ve iki taraf arasındaki düşmanlığın bir yansımasıydı. Bu, her iki tarafın da birbirine karşı duyduğu öfke ve nefretin bir sonucu olarak görülebilir. Bu tür eylemler, savaşın getirdiği yıkım ve insanlığa karşı işlenen suçların trajik örneklerindendir.

Hasan Tahsin'in Eylemi ve Halk Tepkisi
Gazeteci Hasan Tahsin'in Yunan bayrağını vurması, halk arasında büyük bir tepki yarattı. Bu eylem, Türk halkının işgale karşı duyduğu öfkeyi ve direniş arzusunu simgeliyordu. Hasan Tahsin'in cesareti, birçok insanı harekete geçirdi ve direniş ruhunu pekiştirdi. Bu tür olaylar, halkın ulusal kimliğini ve bağımsızlık mücadelesini güçlendirdi. İşgal altındaki toplumda, bir kahraman olarak anılmaya başlandı ve bu durum, diğer insanların da benzer eylemler gerçekleştirmesi için cesaret verdi.

Sonuç olarak, bu olaylar, o dönemdeki toplumsal dinamikleri ve ulusal bilinci şekillendiren önemli anlar olarak tarihe geçmiştir.

Çok Okunanlar
Editörün Seçtiği
Romanya Cephesi
Romanya Cephesi
Büyük Taaruz Nedir?
Büyük Taaruz Nedir?
İlginizi Çekebilir
Kanal Cephesi
Kanal Cephesi
Haber Bülteni
Popüler İçerik
Kurtuluş Savaşındaki Cepheler
Kurtuluş Savaşındaki Cepheler
Batı Cephesi Sonuçları
Batı Cephesi Sonuçları
2. İnönü Savaşının Sonuçları
2. İnönü Savaşının Sonuçları
2. İnönü Savaşı
2. İnönü Savaşı
Çerkez Ethem İsyanı Sebepleri ve Sonuçları
Çerkez Ethem İsyanı Sebepleri ve Sonuçları
Güncel
Sakarya Meydan Muharebesi
Sakarya Meydan Muharebesi
Güncel
Son Osmanlı Mebusan Meclisi
Son Osmanlı Mebusan Meclisi
Güncel
Misaki Milli Nedir?
Misaki Milli Nedir?
Suriye Filistin Cephesi
Suriye Filistin Cephesi
İtilaf Devletleri Hangileridir?
İtilaf Devletleri Hangileridir?
Teşkilatı Esasiye Kanunu ve Maddeleri
Teşkilatı Esasiye Kanunu ve Maddeleri
Kars Antlaşmasının Maddeleri
Kars Antlaşmasının Maddeleri
Kütahya Eskişehir Savaşı ve Sonuçları
Kütahya Eskişehir Savaşı ve Sonuçları
Londra Antlaşması Maddeleri ve Sonuçları
Londra Antlaşması Maddeleri ve Sonuçları
Misakı İktisadi Görüşmeleri ve Maddeleri
Misakı İktisadi Görüşmeleri ve Maddeleri
Cumhuriyetin İlanı 29 Ekim 1923
Cumhuriyetin İlanı 29 Ekim 1923
Manda ve Himaye Nedir?
Manda ve Himaye Nedir?
Alaşehir Kongresi Kararları
Alaşehir Kongresi Kararları
Zafer Bayramının Özellikleri
Zafer Bayramının Özellikleri
Paris Barış Konferansı ve Maddeleri
Paris Barış Konferansı ve Maddeleri
Hicaz Yemen Cephesi
Hicaz Yemen Cephesi
Kurtuluş Savaşı Örgütlenme Dönemi
Kurtuluş Savaşı Örgütlenme Dönemi
31 Mart Olayı ve Sonuçları
31 Mart Olayı ve Sonuçları
1.İnönü Savaşı Sonuçları
1.İnönü Savaşı Sonuçları
TBMM nin Açılması
TBMM nin Açılması
Kurtuluş Savaşı Nedenleri
Kurtuluş Savaşı Nedenleri
Ermeni Sorunu
Ermeni Sorunu
İzmir İktisat Kongresi Kararları ve Maddeleri
İzmir İktisat Kongresi Kararları ve Maddeleri
Musul Sorunu Nedir ve Nasıl Sonuçlanmıştır?
Musul Sorunu Nedir ve Nasıl Sonuçlanmıştır?