Son Osmanlı Mebusan Meclisi, 12 Ocak 1920 tarihinde İstanbul'da toplanmıştır. Bu meclis, Misak-ı Milli'nin kabulü açısından büyük bir öneme sahiptir. Erzurum ve Sivas kongrelerinde meclisin toplanması gündeme getirilmiş ve ardından Amasya Görüşmeleri'nde de bu konu kabul edilmiştir. Meclisin Açılması ve Seçimler Meclisin açılma kararının ardından, 7 Ocak 1920'de mebus seçimleri yapılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk de bu seçime Erzurum'dan katılmış ve milletvekili olmaya hak kazanmıştır. Aynı Mustafa Kemal gibi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin diğer birçok mebus adayı da vekil gösterildikleri yerlerden meclise girmeyi başarmışlardır. Mustafa Kemal Paşa ve Ankara Görüşmeleri Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'a gitmesinin pek uygun olmaması nedeniyle, meclisin açılacağının kesinleşmesinin ardından, kendisi cemiyetin diğer üyeleriyle görüşmek amacıyla Ankara'ya çağırdı. Son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne dahil olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyeleri Ankara'da toplandı ve Mustafa Kemal, kendilerinden bazı isteklerde bulundu:
Mustafa Kemal Paşa'nın bu üç isteğinden yalnızca sonuncusu gerçekleşmiştir. Kendisi yerine Reşat Hikmet Bey meclis başkanlığına getirilmiştir. Ayrıca, Müdafaa-i Hukuk Grubu oluşturulamamış ve onun yerine padişah yanlısı Felah-ı Vatan Grubu kurulmuştur. Son Osmanlı Mebusan Meclisi, 28 Ocak 1920 tarihli gizli oturumda Misak-ı Milli Kararları'nı kabul etmiştir. Misak-ı Milli Kararları 1 - Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. 2 - Osmanlı Devleti'nin 30 Ekim 1918 tarihinde ateşkes yapıldığında düşman işgali altında bulunan Arap memleketlerinin durumu, halkın serbestçe verecekleri oylarla belirlenmelidir. 3 - Halkın oyları ile Anavatan'a katılan üç sancakta (Kars, Ardahan, Batum) gerekirse halkoyuna başvurulmalıdır. 4 - Türkiye ile yapılacak barışa bırakılan Batı Trakya'nın hukuki durumunun tespiti de halkın tam bir özgürlükle vereceği kararlara uygun olmalıdır. 5 - Hilafet merkezi ve Osmanlı Devleti'nin başkenti olan İstanbul ile Marmara Denizi'nin güvenliği her türlü tehlikeden korunmalıdır. İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın dünya ticaret ve ulaşımına açılması konusunda bizimle diğer ilgili devletlerin birlikte vereceği kararlar geçerlidir. 6 - Azınlıkların hakları, komşu memleketlerdeki Müslüman halkın haklarının korunması şartı ile kabul edilecektir. 7 - Milli ve iktisadi gelişmemizi sağlamak amacıyla tam bir serbestiyet sağlanması, siyasi, adli ve mali gelişmemize engel olan sınırlamaların kaldırılması gerekir. Hissemize düşecek borçların ödenmesi de bu esasa aykırı olmayacaktır. Misak-ı Milli Kararları'nın Önemi ve Sonuçları Son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilen Misak-ı Milli Kararları'nın belki de en önemli sonucu İstanbul'un düşman devletler tarafından işgal edilmesidir. Alınan kararların çoğunluğunun demokratik çözümler üretmesine rağmen, söz konusu kararlar işgal devletlerinin hoşuna gitmemiştir. Bu durum da Mustafa Kemal'in meclisin İstanbul dışında toplanması gerektiği görüşünün desteklenmesine yol açmıştır. İtilaf Devletleri, İstanbul'u 16 Mart 1920 tarihinde işgal ederek meclisin çalışmalarını engellemiş ve hatta bazı vekilleri sürgüne göndermiştir. Bu durum milli mücadelenin yolunu açmış ve İstanbul'dan kaçan birçok değerli isim Anadolu'da milli mücadele saflarına katılmıştır. Misak-ı Milli, devletin oldukça demokratik bir düşünce ile hareket edeceğini gözler önüne sermiştir. Daha önceden sağlanan imtiyazlara sınırlama getirilmiş ve ancak belirli şartların sağlanması halinde karşılıklı olarak mevcut eski düzenin devam edebileceği kararlaştırılmıştır. Tüm tarihi veriler ışığında bakıldığında, bir anlamda Son Osmanlı Mebusan Meclisi, TBMM'nin kuruluşuna öncülük etmiş ve temelleri fikren Erzurum ve Sivas Kongrelerinde atılan milli mücadele Anadolu'dan fiilen başlamıştır. |
Karabey
13 Temmuz 2024 CumartesiMustafa Kemal neden meclis başkanı olamadı ve Müdafaa-i Hukuk Grubu oluşturulamazken Felah-ı Vatan Grubu kuruldu? Bu durum Misak-ı Milli'nin kabul edilmesini nasıl etkiledi?
Cevap yazAdmin
13 Temmuz 2024 CumartesiKarabey, sorularınıza yanıt vereyim. Mustafa Kemal'in meclis başkanı olamaması, o dönemdeki siyasi dengeler ve çeşitli grupların güç mücadeleleri ile ilgilidir. Mebuslar Meclisi'nde farklı görüşler ve hizipler bulunuyordu, bu da Mustafa Kemal'in meclis başkanlığına seçilmesini zorlaştırdı.
Müdafaa-i Hukuk Grubu'nun oluşturulamaması ise yine bu siyasi çekişmelerin ve farklı grupların kendi çıkarlarını koruma çabalarının bir sonucuydu. Felah-ı Vatan Grubu'nun kurulması, Misak-ı Milli'nin kabul edilmesi sürecinde önemli bir adım oldu. Bu grup, Misak-ı Milli'nin kabulü için daha etkili bir lobi faaliyeti yürüttü ve mecliste destek buldu. Dolayısıyla, bu gelişmeler Misak-ı Milli'nin kabul edilmesini hızlandırdı ve güçlendirdi.