İstanbul'un Kurtuluşu İstanbul, dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak, stratejik ve tarihi önemiyle öne çıkar. 29 Mayıs 1453 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilen İstanbul, Bizans İmparatorluğu'nun sona ermesiyle yeni bir çağın başlangıcını simgeledi. Avrupa ve Asya kıtalarını en yakın mesafede birleştiren bu şehir, Karadeniz'den Marmara Denizi'ne geçişi sağlayan iki yakaya kurulmuştur. İstanbul Boğazı'nın doğu kıyılarında Anadolu (Asya) toprakları, batı kıyısında ise Trakya (Avrupa) toprakları yer alır. Tarih boyunca birçok devletin ilgisini çeken bu önemli konum, 1453 yılından Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Osmanlı Devleti'nin hakimiyetinde kalmıştır. Ancak savaşın ardından İstanbul, antlaşmalarla işgal edilmiştir. Birinci Dünya Savaşı Sonrası Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra, başta İngiltere olmak üzere Fransa ve İtalya'nın oluşturduğu İtilaf Devletleri, Anadolu'yu işgal etmeye başlamıştır. Bu antlaşmanın gereklerinden biri olarak, 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul açıklarına demir atan düşman savaş gemileri, Boğaz'ın güvenliğini sağlama bahanesiyle İstanbul'a geçiş yapmıştır. Özellikle İngilizlerin gözünü İstanbul'a dikmesi, yanlarındaki devletlerle ciddi tartışmalara yol açmıştır. İşgalci devletlerin artan baskıları karşısında dayanamayarak, Padişah 21 Aralık 1918 günü Meclis-i Mebusan'ı dağıtmıştır. Meclisin kapatılmasının ardından sırasıyla Tevfik Paşa, Damat Ferit Paşa ve Ali Rıza Paşa, Osmanlı Hükümetini kurmuşlardır. Bu sıralarda Ankara'da olan ve Kurtuluş Savaşı hazırlıkları yapan Mustafa Kemal Paşa, kurulan bu hükümetlerin hiçbirini tanımadığını ilan etmiştir. Ali Rıza Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya Ankara Temsil Heyeti başkanlığı teklif etmiş, fakat Mustafa Kemal Paşa bunu ancak meclisin tekrar toplanması ve Sivas Kongresi'nde alınan kararların tanınması şartıyla kabul etmiştir. İstanbul'un İşgali İtilaf Devletleri tarafından başlatılan işgal girişimi önce denizden başlamıştır. Boğaz gemilerle abluka altına alınmış ve karaya asker çıkartılmaya başlanmıştır. Bu işgal girişimi çok kanlı olaylara sahne olmuştur. Sivil, asker ve görevliler öldürülmüş, hükümet daireleri ve kışlalar işgal edilmiş, silahlara el konulmuş ve meclis kapatılıp meclis delegeleri sürülmüştür. Tüm bu olaylar karşısında padişah ve hükümet çaresizlik içinde olaylara seyirci kalmıştır. Çünkü imzalanan antlaşma, Osmanlı Devleti'ni askeri ve siyasi yönden etkisizleştirmiş, güçsüz ve kişiliksiz bir kuklaya çevirmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Adana treninden inip Haydarpaşa rıhtımına ayak bastığında düşman gemilerinin zafer bayrakları açmış olduğunu ve toplarını sağa sola çevirmiş bir şekilde İstanbul limanına girdiklerini görmüştür. Bu görüntü karşısında tek sözü ise "Geldikleri gibi giderler" olmuştur. Bu sözüyle Kurtuluş Savaşı başlamış ve büyük bir hızla topraklar geri kazanılmıştır. İstanbul'un Kurtuluşu Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanması sonrasında Refet (Bele) Bey komutasındaki bir birlik İstanbul'a giriş yapmışsa da işgal resmi olarak kaldırılamamıştır. 18 Eylül 1922 tarihinde Batı Anadolu tamamen düşman işgalinden kurtarılmış ve temizlenmiştir. Bunun ardından imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile İstanbul, Boğazlar Bölgesi ve Doğu Trakya geri alınmış ve kurtarılmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması gereğince, işgalci devlet askerlerinin altı hafta içinde işgal edilen yerleri terk etmeleri, bayraklarını indirmeleri ve İstanbul'dan ayrılmaları gerekiyordu. 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra, 23 Ağustos 1923 tarihinde işgalci devlet askerleri İstanbul'u terk etmeye başlamıştır. İstanbul'dan ayrılan son düşman birlikleri ise 2 Ekim 1923 tarihinde Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk Alay Sancağını selamlayıp şehri terk etmişlerdir. Türk Ordusu, 5 Ekim 1923'te şehrin Anadolu yakasına geçmiş ve 6 Ekim 1923 günü coşkulu bir bayram havasında, halkın sevinç gözyaşları ve bağrışları arasında İstanbul'a girmiştir. 4 yıl, 10 ay, 23 gün süren acı ve kanlı işgal sona ermiş, İstanbul ve memleket kurtulmuştur. Mustafa Kemal Paşa'nın izlediği sabırlı ve sağduyulu politika sayesinde işgal bitmiş ve halk onun liderliğinde yeni devleti kurma çabasına girmiştir. Türk Ordusu'nun 6 Ekim'de İstanbul şehrine girmesi sonucu bu tarih, kurtuluş günü olarak belirlenip kutlanmaya başlamıştır. |